Şubat’ın ortalarında, İstanbul son yılların en şiddetli kışını geçirirken biz fotoğrafçılara da eşsiz manzaralar sunmaktaydı. Kar tüm kötülükleri örterken fotoğraf çekmeye çıkmamak olmazdı, fırsat buldukça kendimi sokağa attım. Fotoğraflar bir seri şeklinde derli toplu olsun diye artık blog’dan yayınlayacağım. sokak fotoğrafçılığı
Bu yazı İbrahim Abi ile tanışmamıza vesile olan kar ve martılara adanmıştır desem yeridir. Soğuk iliklerimize dek işlerken, sabah evden çıkarken matarama koyduğum sıcak çay bir nebze de olsa içimi ısıtıyordu. Köprü üzerindeki balıkçıların ilkel sobasını es geçmek olmaz, hem muhabbet hem de ısınmak bedava.
Kar şiddetini artırırken, makinemi korumak adına bulduğum bir poşetin ucunu delerek makineme geçirdim, baktığım her kadrajın fotoğrafik olarak müthiş bir şekilde gözükmesinden mütevellit, parmak uçlarımın donmasına rağmen ara vermek istemedim. Tam o sırada bir İstanbul beyefendisi ilerideki balıkçıdan aldığı bir poşet hamsi ile balıkları beslemekle meşguldü.
Müthiş bir kontrast içinde hikayemizin baş kahramanını fotoğraflamaya başladım. Balıkları gören martılar çoğaldıkça çoğalıyor, başımızın üstünü kaplıyordu. Kar tipiye çevirdiği için etrafta benden başka fotoğrafçı yoktu.Termosta çay satan amcaya 2 çay söyledim, korkuluklara koydum, başladık muhabbete.
Vermek almaktan iyidir dedi İbrahim Abi, yemekler de benden dedi üstüne. Köprünün sonundaki tramvaya kadar yürüdük ve bol bol fotoğraf çektim.
Eski İstanbul’un sokaklarında küçük bir balıkçıya girdik, İbrahim abi her zamankinden 2 tane dedi, közün üstünde pişmiş balıklarımız geldi. Kar suyu balıklarının lezzetini iki katına çıkarmış olacak ki ne ara bitirdik balıkları anlamadım. Laf lafı açıyor derken kendimi İbrahim Abi’nin el emeğiyle çalıştığı salaş ve renkli atölyesinde buluyorum. Babadan kalma ahşap masanın dokusu, duvarın renkleri ve İbrahim Abi’nin oluşturduğu kolajı çekmemek olmaz. El işçiliğinin unutulmaya başladığı günümüzde, zamanın yıkıcı gücüne inat çalışıyor İbrahim Abi ve tüm inceliklerini anlatıyor. Altından zincir nasıl yapılır tüm aşamaları öğreniyorum. Vakti zamanında altın zincir yaparken kullanılan kaynak bağlantısındaki bakırı, sonrasında kezzap içinde eritmeyip sahtecilik yapanların akıbetini de söyledi, sahteciliğe çok müsait bir iş yapan ama işine haram bulaştırmayan İbrahim Abi’yle saatin nasıl geçtiğini anlamıyordum.
Konu siyasetten açılıyor bu kez, sadece martıları düşündüğü için Galata’ya inip martıları besleyen, işine her ne olursa olsun haram bulaştırmayan bu adamın siyasi görüşünü az çok tahmin etmişsinizdir zaten.
Veda vakti geliyor, sabah tanıştığım bu güzel adamı sanki kırk yıldır tanıyor gibiyim, ilk fırsatta fotoğrafların baskısını alıp tekrar ziyaret edeceğim sözüyle vedalaşıyoruz.
Vermek almaktan iyidir. Sıra ben de…
Tüm kış boyunca çektiğim kareleri de ekleyeyim yazıya, güzel bir kar ve İstanbul serisi olsun.
İyi akşamlar.
sokak fotoğrafçılığı
info@ismailozyurt.com
0 532 510 16 71
Mecidiye Mh. Gözlükçü Sk. No: 51 Ortaköy, Beşiktaş, İstanbul
İnsanın içini ısıtan bir hikayeyle zenginleşmiş güzel fotoğraflar. Tebrik ederim.